Ormanlarımız, doğal zenginliklerin en önemli parçalarından birini oluşturmakta ve hem ekosistem dengesi hem de insan sağlığı açısından kritik öneme sahip bulunmaktadır. Ancak son yıllarda artan yangınlar, iklim değişikliği ve insan etkisi, ormanların korunması gerekliliğini daha da artırmıştır. Bu bağlamda, 2025 yılı itibariyle Türkiye’nin bazı illerinde orman alanlarına giriş yasakları uygulanmaya başlanmıştır. Peki, bu yasaklar hangi illerde geçerli olacak ve arkasında yatan nedenler nelerdir? İşte bu soruların yanıtına dair kapsamlı bir inceleme.
Türkiye Cumhuriyeti Tarım ve Orman Bakanlığı, son dönemlerde orman yangınlarının artış gösterdiği alanlarda daha sıkı tedbirler almayı hedefliyor. 2025 yılı itibariyle yapılan düzenlemeye göre, ormanlara girişin yasaklandığı iller şunlardır:
Bu iller, özellikle yaz aylarında sıkça görülen yangın olayları ve yüksek insan sirkülasyonu sebebiyle ormanlarda büyük tehlike oluşturmaktadır. Ormanlık alanlarda etkin bir şekilde iklim değişikliğiyle mücadele edebilmek için bu yasakların alınması, hem doğal yaşamın hem de insan güvenliğinin korunmasına katkı sağlamaktadır.
Orman giriş yasakları, birkaç önemli gerekçe ile ortaya konulmuştur. Öncelikle, iklim değişikliği neticesinde artan sıcaklıklar, orman yangınlarına zemin hazırlamaktadır. 2022 ve 2023 yıllarında Türkiye’nin pek çok bölgesinde görülen büyük çaplı yangınlar, bu yasakların gerekliliğini gözler önüne sermektedir. Özellikle Ege ve Akdeniz bölgelerinde, orman yangınlarının sıklığı artmış, mali ve ekolojik kayıplar yaşanmıştır. Bunun sonucunda, yerel yönetimler ve Türkiye Cumhuriyeti Tarım ve Orman Bakanlığı, ormanların korunmasına yönelik önlemleri artırma kararı almıştır.
Bir diğer önemli neden, insanların ormanda yarattığı çevresel tahribattır. Yoğunlaşan orman turizmi, oluşturduğu kalabalık ve atıkların doğaya karışması ile ekosistemin dengesini tehdit etmektedir. Yasak uygulamaları, bu tahribatın önüne geçmeyi ve doğal alanların korunmasını hedeflemektedir. Ayrıca yasakların uygulanmasıyla, orman köyü halkının güvenliği açısından da bir nebze olsun koruma sağlanmış olacaktır. Zira yoğun insan trafiği, bu bölgelerde yaşayan yerel halk için risk oluştururken, ormanların ekonomisine de olumsuz etki etmektedir.
Son olarak, bu yasakların uygulanması, devletin orman alanlarının korunmasına yönelik kararlılığı ve toplumsal farkındalığı artırmak amacıyla gerçekleştirdiği sonuç odaklı uygulamalardır. Bu kapsamda, kamuoyunun ormanların korunması üzerine bilinçlenmesi ve tehlikeleri anlayabilmesi, bu yasakların başarılı bir şekilde uygulanabilirliği açısından kritik bir öneme sahiptir. Ormanların, gelecek nesillere sağlıklı bir biçimde ulaşabilmesi için yapılan tüm bu iyileştirmelerin ve düzenlemelerin, toplumsal bir sorumluluk dahilinde desteklenmesi gerekmektedir.
2025 yılı itibariyle belirlenen bu yasaklı iller, Türkiye’nin ormanları üzerinde daha etkin ve koruyucu bir politika geliştirilmesi için atılan önemli bir adımdır. Doğal zenginliklerin korunması ve sürdürülebilir bir gelecek için aşılması gereken engeller arasında yer alan insan kaynaklı tehditler konusunda daha dikkatli olunması gerekmektedir. Bu nedenle, hem yasakların uygulanması hem de kamuoyu bilincinin artırılması için yapılacak çalışmalar büyük önem taşımaktadır. Unutulmamalıdır ki ormanlarımız, bizlere gelecek nesiller için emanet edilmiştir ve onların korunması, sadece devletin değil, tüm bireylerin ortak sorumluluğudur.