İsrail, bölgesel güvenliğini sağlamak amacıyla yıllardır geliştirdiği füze kalkanlarını büyük bir titizlikle koruyor. Ancak son günlerde yükselen bir endişe var ki, bu endişe İsrail'in güçlü savunma sisteminin zayıfladığına işaret ediyor. ABD'nin askeri ve teknolojik desteği olmadan son 10 günü geride bırakırken, Tel Aviv yönetimi, füze saldırılarına karşı koyabilecek kapasitesine dair ciddi kaygılar taşıyor.
İsrail, hava savunma sistemlerini geliştirmek için 1980'lerden bu yana Amerika Birleşik Devletleri ile yakın işbirliği içinde çalışıyor. Iron Dome, David's Sling ve Arrow gibi gelişmiş füze kalkanları, İsrail'in stratejik güvenliğini artırmak amacıyla dizayn edildi. Ancak bu sistemlerin etkinliği, yalnızca teknolojik gelişmelere değil, aynı zamanda uluslararası siyasi konjonktüre de bağlı.
Son dönemde ABD'nin dünya genelindeki askeri kaynaklarını yeniden değerlendirmeye alması, İsrail'in askeri destek durumunu sorgular hale getirdi. Sınırları içindeki füzelerin tehditlerine karşı koymak için bu tür desteklerin kesilmesinin sonuçları çok ağır olabilir. Ayrıca, Orta Doğu'daki jeopolitik gelişmeler, İsrail'in savunma stratejisini de doğrudan etkiliyor.
Son 10 günde, özellikle Gazze’nin kuzeyinden yapılan roket saldırılarının artış göstermesi, Tel Aviv'i endişelendiriyor. ABD desteği olmaksızın, bu tür saldırılara karşı etkili bir yanıt verip veremeyeceği sorusu ön plana çıkıyor. Uzmanlar, füze kalkanlarının zayıflığına dikkat çekerek, bu durumu ciddi bir güvenlik açığı olarak değerlendiriyor. Eğer bu saldırılara karşı yeterli önlemler alınmazsa, İsrail’in stratejik hedefleri baltalanabilir.
İsrail Savunma Kuvvetleri (IDF) yetkilileri, durumu kontrol altında tutmaya çalıştıklarını belirtiyor. Ancak mevcut koşullar altında yeterli füze savunma kapasitesine sahip olup olmadıkları şüpheyle karşılanıyor. Uzmanları, Amerika Birleşik Devletleri'nin askeri desteği olmaksızın, bu tür saldırıları engellemekte zorlanacaklarını tahmin ediyorlar.
Ayrıca, mevcut durumu daha da karmaşık hale getiren unsurlar arasında İran’ın bölgedeki etkisi ve Hizbullah’ın roket noktaları gibi faktörler de yer alıyor. Bu aktörlerin, İsrail'in güvenliğini tehdit eden birer unsura dönüşmeleri, durumu hassas kılıyor.
Sonuç olarak, İsrail’in savunma sistemleri üzerinde büyük bir baskı var. ABD'den gelecek muhtemel desteklerin kesilmesi, bölgedeki dengeleri de değiştirebilir. Bu nedenle İsrail hükümeti, kendi önlemlerini gözden geçirip yeni stratejiler belirlemek zorunda. Aksi takdirde, füze kalkanları, belirsiz bir geleceğe doğru sürüklenecek ve ülkenin güvenliği büyük bir riske maruz kalacak.
Dolayısıyla, önümüzdeki günlerde Abd ve İsrail arasındaki ilişkilerin nasıl şekilleneceği, bölgenin genel güvenlik durumuyla diğer ülkeler üzerinde de önemli bir etkide bulunacak. Tüm bu gelişmeler, seyirciyle buluşmayı bekliyor. Üzerinde durulması gereken konu; İsrail’in füze kalkanlarının geleceği kadar, bu ilişkilerin sürdürülebilirliği ve etkisinin Orta Doğu’da nasıl bir denge oluşturacağıdır.