Eski ABD Başkanı Donald Trump, 2023 yılının sonlarına doğru yaptığı açıklamalarda, 100 gün içinde gerçekleştirdiği değişikliklerin, ülkenin geleceği açısından 100 yılın en köklü değişimi olduğunu öne sürdü. Bu kaotik ve tartışmalı süreçte Trump, ekonomi, sağlık, dış politika ve iç güvenlik alanındaki radikal reformlarıyla dikkat çekti. Trump’ın bu iddiaları, sadece siyasi muhalifleriyle değil, aynı zamanda kendi destekçileriyle de büyük tartışmalara yol açtı. 2024 başkanlık seçimlerine yönelik strateji olarak görülen bu açıklama, Amerika Birleşik Devletleri'nin siyasi arenasında büyük ses getirdi. İşte Trump’ın bu sürecin arka planındaki detaylar ve etkileri.
Trump, göreve geldikten sonraki ilk 100 günde, yaptığı her bir reformu mutlaka bir ekonomik ya da sosyal kazanıma bağlama çabası içerisinde olduğunu belirtmişti. “Ekonomiyi canlandıracağız”, “güvenliği artıracağız” gibi sözlerle bu reformları halka duyurdu. Ekonomik büyüme hedefiyle başlattığı vergi indirimleri, özellikle küçük ve orta ölçekli işletmelere büyük destek sağladı. Bunun yanı sıra, sağlık sektöründeki düzenlemeler, özel sağlık sigortalarının kapsamını genişleterek, milyonlarca Amerikalı için daha erişilebilir hale getirdi. Bu 100 gün boyunca, özellikle çeşitli yasaların değiştirilmesi ve yeni yasaların çıkartılmasıyla birlikte, hızla ilerlemeye odaklandığını ifade eden Trump, bu süreçte keskin bir yönetim tarzı sergiledi. Ekonomik büyümeye katkıda bulunmak amacıyla, ayrıca enerji üretiminde bağımsızlık hedefi güderken, fosil yakıtlar üzerinde yapılan düzenlemeleri kolaylaştırdı.
Trump’ın açıklamalarında öne çıkan bir diğer başlık ise dış politika üzerinde aldığı inisiyatiflerdi. Özellikle NATO ile olan ilişkileri yeniden yapılandırma çabaları, müttefik ülkelerle savunma başta olmak üzere ticari ilişkilerin güçlendirilmesi amacıyla stratejik adımlar attı. Çin ile ticaret savaşlarını yeniden ateşleme kararı alan Trump, bunun ihracat rakamlarını artıracağına inandığını belirtiyor. İç güvenlik noktasında ise, göç politikalarında sertleştirme ve sınır güvenliğine ilişkin uygulamalar, Trump’ın kendi destekçileri tarafından sıkça takdir edildi. Her ne kadar bu politikalar çok sayıda eleştiriye neden olsa da, Trump bunları “Amerikan halkı için daha iyi bir gelecek” ifadesiyle savunmayı sürdürüyor.
Sonuç olarak, Donald Trump’ın 100 günde 100 yılın değişimini sağladığı iddiaları, yalnızca politika değil, aynı zamanda toplum üzerinde de derin etkiler yaratacak gibi görünüyor. 2024 başkanlık seçimleri yaklaşırken, bu değişimlerin kalıcılığı ve seçmen üzerindeki etkisi, Amerika’nın siyasi geleceğini belirlemede kilit bir rol oynayacaktır. Trump’ın kendi stratejisi ve partisi içindeki etkileri, bu tartışmaların merkezinde yer alacak gibi görünmektedir. Tüm bu dinamikleri izlemek, Amerikan siyaseti açısından tarihsel öneme sahip bir süreç olacaktır.