Son dönemde uluslararası ilişkilerdeki gerginlikler, bazı ülkelerin önemli kararlar almasına neden oluyor. Özellikle Orta Doğu'da yaşanan olaylar, dünya genelinde birçok ülkenin politikasını doğrudan etkiledi. Bu duruma yönelik en dikkat çekici gelişmelerden biri, Macaristan'ın Uluslararası Ceza Mahkemesi'nden (UCM) ayrılma kararı alması oldu. Bu karar, aslında Macaristan'ın Başbakanı Viktor Orban'ın, UCM tarafından İsrail Başbakanı Benjamin Netanyahu'ya yönelik alınan yakalama kararıyla nasıl bir tutum sergileyeceği konusundaki stratejik bir adım olarak değerlendiriliyor.
Macaristan, geçmişte UCM'yi destekleyen bir ülke olarak bilinmekteydi. Ancak, ülkede son dönemde iktidara gelen sağcı hükümet, pek çok uluslararası kurumla ilişkilerini sorgulamaya başladı. UCM'nin Washington merkezli politikalarla sıkı bir şekilde bağlantılı olduğuna ilişkin eleştiriler, ülke içinde giderek artmış durumda. Macaristan hükümeti, UCM'nin tarafsızlık ilkesine uygun hareket etmediğini, belirli ülkeleri hedef aldığını ve aslında insani değerler adına hareket ettiğini iddia ediyor. Bu nedenle, Netanyahu'ya karşı bir yakalama kararının çıkması, Macaristan hükümetinin bu mahkemeyi destekleyip desteklememe konusunda kritik bir nokta haline geldi.
Uluslararası Ceza Mahkemesi, 2023 yılında Benjamin Netanyahu hakkında bir yakalama kararı çıkararak, savaş suçlarıyla itham etti. Bu karar, dünya genelinde büyük yankı buldu ve birçok ülkenin dikkatini üzerine çekti. Macaristan’ın bu olay karşısında verdiği tepki, ülkenin diplomatik duruşunun bir yansıması olarak değerlendiriliyor. Macar hükümeti, bu kararın gerekçelerini açık bir şekilde eleştirerek, uygulanan adaletin siyasallaştırıldığını ifade etti. Hükümetin sözcüleri, bu tutumlarının altında yatan temel sebebin, Macaristan’ın geleneksel dostluk bağlarıyla İsrail’le olan ilişkilerinin korunmasına yönelik bir çaba olduğunu belirtiyorlar.
Macaristan'ın UCM’den çekilme kararı, sadece bir mahkeme ile olan ilişkilerini etkilemekle kalmayacak, aynı zamanda ülkenin uluslararası alandaki imajını da yeniden şekillendirecek gibi görünüyor. Bu, diğer ülkelerin de benzer bir tutum sergileyip sergilemeyeceği konusunda tartışmalara yol açtı. Avrupa'da sağcı partilerin güç kazanmasıyla birlikte, uluslararası mahkemelere karşı olan tutumların benzerlik göstermesi muhtemel.
Sonuç olarak, Macaristan'ın Netanyahu’ya verilen yakalama kararıyla baş gösteren UCM’den çekilme kararı, uluslararası ilişkilerdeki güç dengelerini etkileyebilecek bir gelişme olarak değerlendirilmektedir. Bu adım, sadece ulusal politikalar için değil, aynı zamanda uluslararası hukuk açısından da kapsamlı bir tartışma oluşturacak gibi görünüyor. Macaristan hükümeti, bu gelişmeler ışığında izlediği politikanın ardında yatan sebepleri daha geniş kitlelere anlatmak ve haklılığını savunmak için çeşitli diplomatik yolları denemeye devam edebilir.